25 Ekim 2013 Cuma

Telepati

Şu ana kadar bilimsel olarak kanıtlanabilmiş bir olgu olmayan telepati, aslında var olsaydı hayatımız ve toplumumuz acaba nasıl olurdu diye hiç düşündünüz mü?

Bazıları insanın aslında telepati kabiliyeti olduğunu ama dilin gelişmesi sonucu ile bunu kaybettiğini veya kullanamayacak kadar körelttiğini iddia ediyor. Açıkçası bunu çok inandırıcı bulmuyorum. Eğer insan telepatiyi kullanabiliyor olsaydı, dil yerine onu kullanır ve geliştirirdi diye düşünüyorum. Çünkü dil dahil hiçbir yöntem düşündüklerimizi başka bir beyne kayıpsız ve eş zamanlı aktarmayla yarışamaz.

Peki diyelim ki teknolojilik gelişmeler ile bir şekilde düşüncelerimizi başka bir beyne aktarabilmenin yolunu bulduk ya da telepatimizi çok geliştirip dili yenip telepatiye geçtik mesela, neler olurdu acaba? Nasıl bir dünyada yaşardık?

Tabii bu tür telepatinin iki tarafın da istemiyle olduğunu varsayıyorum. Mesela ben telefonumu sessiz aldığımdaki gibi, telepati cihazımın ayarlarını değiştirebiliyorum diyelim. Şu an sadece şunların telepatik iletişimine açığım, herkesinkine açığım, sadece tanıdıklarıma açığım gibi. Tabii karşı tarafta da, sadece şuna gönder, sadece buna gönder, herkese gönder diye seçenekler var varsayalım.

 Artık yanlış anlaşılma gibi bir derdimiz kalmazdı herhalde. Ya da sinemada gördüğümüz bir filmi tam olarak anlatabilirdik.

Peki bilim ve sanat bu gelişmelerden nasıl faydalanırdı? İş birliğinin çok daha etkin olacağını varsaydığım için gelişme hızı inanılmaz olurdu. İletişimimizin bu kadar güçlü olacağını düşünürsek, ön yargılarımız, sınırlarımız, ırklarımız, milliyetlerimiz de dillerimizin yanında kaybolurdu belli bir süre içinde. Daha sonra da kademeli olarak yönetimimlerimiz, devlet yapılarımız kaybolmaz mıydı? Düşünsenize sonsuz bir iletişim imkanımız olduğunda, elimizin altında kullanabileceğimiz ortak bir akıl olduğunda, herhangi bir yönetime ihtiyaç olur mu?

Ya da biraz daha ileri gitsek, acaba peşinden koştuğumuz kayıtsız, şartsız eşitlik böylece mümkün olabilir ve herkes mutlu bir şekilde yaşayabilir miydi? Tabii bu eğer insanın doğuştan iyiliğe eğilimli olduğunu ve başımıza gelen her kötü şeyin ya yönetimsel, toplumsal hatalardan ya da kendi iletişimsizliğimizden, önyargılarımızdan kaynaklandığını düşündüğümüzde geçerli. Ya insan doğuştan kötülüğe eğilimli ise? Bu sonsuz eşitlik kurulabilir ya da yaşatılabilir miydi? Sanırım bu da başka bir blog konusu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder